Sosyal Medya

Makale

Yeniden bismillahÂ…

Ocak 1961. Genç makine mühendisi Necmettin Erbakan’ın başını çektiÄŸi bir grup idealist, Türkiye’nin kendi otomobilini üretebilecek güçte olduÄŸunu iddia ederek büyük bir tartışma baÅŸlattı.

“Bizden adam olmaz” deyip durmayı marifet belleyen müzmin karamsarlar, kendi menfaatlerini ülke menfaatlerinin üstünde tutan otomobil-kamyon-otobüs ithalatçıları ve tabii ki Türkiye’nin yerinde saymasından sorumlu sabotaj memurlarına göre, “Biz otomobil yapabiliriz” diyenler ayakları yerden kesik hayalperestlerdi; kamuoyu ve bilhassa devlet erkânı bu zevatın sözlerine itibar etmemeliydi.

Ne var ki Devlet BaÅŸkanı Cemal Gürsel, Erbakan ve arkadaÅŸlarının fikirlerini dikkate deÄŸer buluyordu. 24 Ocak 1961 Salı günü Çankaya Köşkü’nde kabul ettiÄŸi sanayiciler, iktisatçılar, iÅŸadamları ve bürokratlardan müteÅŸekkil bir heyete, “Halk tipi Türk otomobilinin imali için gerekli ön çalışmalara baÅŸlamaları direktifini” verdi. Heyet çalışmalara hemen baÅŸladı ve bir kısmı çoktandır hazır olan ilk raporlar birkaç gün içinde Devlet Planlama MüsteÅŸarlığı’nın dikkatine sunuldu.

Bu geliÅŸme, yerli otomobil düşmanlarını paniÄŸe sevk etti. Yayın yönetmenliÄŸini Gökhan EvliyaoÄŸlu’nun yaptığı, yazar kadrosunda Nurettin Topçu ve Peyami Safa gibi deÄŸerli münevverlerin bulunduÄŸu DÜŞÜNEN ADAM dergisinin 17 Åžubat 1961 tarihli sayısında yer alan “Türk Otomobiline DoÄŸru” baÅŸlıklı yazıda o panik şöyle tasvir ediliyordu: “Türk otomobilinin realize edilebilmesi için Devlet BaÅŸkanı ile yapılan temasın hemen ertesi günü inanılmaz bir süratle bu imale muarız olanlar Ä°stanbul’da bir basın toplantısı yaparak ‘hayır, olamaz’ demiÅŸlerdi, fakat basın toplantısına alelacele hazırlıksız gelmiÅŸ, gazetecilerin o anda sordukları suallere bile bu ‘hayır, olamaz’ların ikna edici mucip sebeplerini söyleyememiÅŸlerdi.”

Red cephesinde dönemin Sanayi Bakanı Åžahap KocatopçuoÄŸlu da vardı. Yeni Sabah Gazetesi’ne göre KocatopçuoÄŸlu, “baskı altında bulundurularak bakanlığı bu iÅŸin yapılamayacağı kanaatine zorlanmış ve neticede bu maksatla bir de rapor hazırlanmıştı.”

DÜŞÜNEN ADAM da Sanayi Bakanı’nın menfi tutumuna dikkat çekiyordu:

“Sanayi vekilinin tavrı hiç de cesaret verici olmamaktadır. Türkiyede bir oto sanayii kurmak için 6 ecnebi firmanın müracaatta bulunduÄŸunu açıklayan vekil, hiçbir detaylı esbabı mucibeye dayanmadan Türkiyede kurulması istenen oto sanayii konusunda hiç te müsbet olmayan bir ÅŸekilde konuÅŸmuÅŸtur. Vekilin bu konuÅŸması derhal tepkilere yol açmış ve Makine Mühendisleri Odası, Sanayi Vekilinin beyanatını protesto eden bir tebliÄŸ yayınlamıştır.”

Makine Mühendisleri arasında da bu davaya inanmayanlar vardı ve bunların sayısı hiç az deÄŸildi. Yerli otomobil tartışmasının en cafcaflı günlerinde bazı gazeteciler -mesela Mete Akyol- red cephesinde yer alan mühendislerden “Otomobil yapacak durumda deÄŸiliz” ÅŸeklinde beyanat alıyor, sonra Köşk’e çıkıp Cemal Gürsel’i “Efendim, bizim otomobil yapamaya gücümüz yetmez diyorlar. Koskoca Türkiye otomobil yapamaz mı?” diye kışkırtıyorlardı. Ortalığı kızıştırıp sansasyonel bir haber yakalamaktan (daha doÄŸrusu oluÅŸturmaktan) baÅŸka dertleri olmayan basın mensuplarının bu ‘tezgâhı’, yerli otomobil sürecinin hızlanmasına yaradı. Sabrı taÅŸan ve “Ne demek yapamayız? Türk milleti elbette otomobil yapabilir. Ben yaptırayım da görsünler!” diye gürleyen Devlet BaÅŸkanı, 1961 yılının Haziran ayında, yerli otomobil imalinin derhal baÅŸlaması ve ilk numunelerin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na kadar hazır hale getirilmesi için hükümete talimat verdi. Hükümet, iÅŸi -Erbakan’a deÄŸil- Devlet Demiryolları’na havale etti ve “Devrim” adı verilen yerli otomobilin ilk iki numunesi gerçekten de 29 Ekim 1961’e kadar hazır hale getirildi.

Sonrası sabotaj. Devrim, Hürriyet gazetesinin başlattığı maliyet tartışmasıyla gözden düşürüldü. Numuneler çürümeye terk edildi. Seri üretim yalan oldu.

***

50 sene sonra, 2011’de, AK Parti iktidarı bu iÅŸe el attı. Dönemin baÅŸbakanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, yerli otomobil imal edecek bir “babayiÄŸit” aradığını söyledi. Sanayi Bakanlığı öne atılıp, ileri teknoloji eseri bir yerli otomobilin numunesini TÃœBÄ°TAK’ta imal edeceklerini duyurdu. ‘Nihayet olacak’ diye sevindik, heveslendik, hele 2015’te ilk “prototipler” büyük bir debdebeyle görücüye çıkarılınca ‘Tamam inÅŸaallah’ dedik, ama “prototipler”in içi boÅŸ çıktı ve hevesimiz kursağımızda kaldı. Geçen Mayıs ayında öğrendik ki, yerli otomobil yolunda kat edilen hatırı sayılır bir mesafe yokmuÅŸ aslında. Altı seneden geriye kocaman bir hayal kırıklığı kaldı.

Bu altı senede ve daha evvelki 50 senede “Ben bu iÅŸi yaparım evvelallah” diyen, mütevazı da olsa bir yerli otomobil hayali kurup o hayalinin peÅŸinden giden, idealist, cesur, fedakâr bir iÅŸadamı da çıkmadı. Kamudan milyarlar kazanan onca iÅŸ adamının içinden bir tanesi bile ‘Kazandığım paranın ÅŸuncağızını da yerli otomobil davasına adayayım, kısa vadede zarar etsem de dert deÄŸil, feda olsun memlekete’ demedi. Devletin aÄŸzına bakıp durdular.

Sonunda CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan olaya el koydu. Geçen Mayıs ayında TOBB Genel Kurulu’nda yaptığı konuÅŸmada  “Gelin ÅŸu yüzde yüz yerli üretimi olan otomobilimizi Türkiye Odalar ve Borsalar camiası içerisinden çıkaralım” dedi ve bu iÅŸin arkasında olacağını taahhüt etti. Bu garantisi sayesinde birkaç “babayiÄŸit” çıkmış bulunuyor. Evvelki gün BeÅŸtepe Külliyesi’nde bunlar ErdoÄŸan tarafından kamuoyuna açıklandı. Yerli otomobil için bir kere daha düğmeye basıldı. Yine heyecanlandık, yine heveslendik. Ä°nÅŸaallah bu defa hevesimiz kursağımızda kalmaz. Allah utandırmasın.

kaynak: Karar

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.